• Yüreği ülkesi ve toplumu için çarpan milyonlarız biz
  • Sosyal Medyada Biz:
Çalışma Grupları

Şehir ve Mimarî Çalışma Grubu

Şehir ve Mimari Çalışma Grubu'nda "nasıl bir şehirde yaşamak istiyoruz?" sorusunu 7'den 70'e herkese sorup hayallerimizi canlandırarak, imkanlarımızı konuşarak daha insani ve yaşanabilir şehirler inşa edebileceğimize inanan şehir plancıları, mimarlar, mühendisler, hekimler, veterinerler ve gönüllüler bir araya geliyor.

İnsanlığın ihtiyaç piramidinde yaşayabilmek için beslenmek, barınmak ve güvenlik en temel fizyolojik/maddi ihtiyaçlar arasında sıralanır. Bu ihtiyaçların bir basamak üstünde tanınma, kendini ifade etme, saygı ve değer görme gibi sosyal ihtiyaçlar yer alır. En üstte ise sanat, estetik, felsefe gibi uğraşlarla kendini gerçekleştirme bulunur.

En alttan en üste kadar bu ihtiyaçlar arasında şehir ve mimari farklı boyutlarıyla kendini derinden hissettirir. Her bir birey kadar toplumun tümü için de insan odaklı, saygın bir yaşamı merkeze alan bir şehirde insanlar kendilerini değerli hisseder. Yaşamlarını huzur ve mutluluk içinde sürdürür. 

İnsanı, doğayı, çevreyi, toplumun tümünün ihtiyaçlarını dikkate alan bir şehirde bitkiler, hayvanlar, insanlar uyumlu bir bakış ve yaklaşım içinde birbirini tamamlar. Böyle bir yerde hayatın daha kolay ve anlamlı olduğu, ortak tarihsel ve kültürel birikimlerin kuşaktan kuşağa korunarak ve geliştirilerek aktarıldığı görülür.

Henüz yeterince toplum vasfı kazanmamış bir yerde ise insanlar bencilce davranır; toplumun diğer üyelerinin aleyhine şahsi hırs ve menfaatlerine göre hareket eder. Bu tür toplumlarda ortak bir ölçü ve değer sisteminin ya yeterince oluşmadığı ya da kısa sürede bozulduğu gözlemlenir.

2-sehir-ve-mimari-calisma-grubu-65f5b90eb19e3.jpg

Günümüzde dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de şehir ve mimaride insanın psikolojik ve sosyal bütünlüğünün gözetilmesi, doğanın korunması ve insanların bir arada mutlu yaşamasını mümkün kılacak unsurlar ölçü olmaktan çıkmış, şahsi menfaatler ve rant elde etme hırsı toplumun birçok kesimini sarmıştır.

Bir an için düşünelim;

Ülkemizin nüfusu belirli şehirlere yığılmak yerine, yedi bölgeye görece dengeli olarak dağılsaydı şehirlerimiz nasıl olurdu? Üretim, sanayi ve ticaret merkezleri ülkenin uygun yerlerine dengeli şekilde dağılsaydı hayat nasıl olurdu? Mimari yapılar, inşaatlar insanların sosyal ihtiyaçları göz önüne alınarak yapılsaydı, çevreye ve doğaya saygı göstererek mahalleler oluşturulsaydı nasıl bir toplum ortaya çıkardı? Orman alanları, deniz kıyıları, göller, akarsular, tarım alanları korunarak insan ihtiyaçlarını ve mutluluğunu esas alan bir yapılaşma gözetilseydi nasıl bir şehir ve mimari olurdu? Bu anlayışla hareket edilseydi, şehirlerdeki trafik durumu, boşa harcanan zamanlar, çevreyi kirleten sülfür dioksit, karbon monoksit ve karbon dioksit başta olmak üzere zehirli gaz salınımı ne düzeylerde olurdu?

2-sehir-ve-mimari-ic-resim-65d0e2b588a28.jpg

Geçmişten bugüne tarihsel olarak biriktirilen tecrübeler, bilgiler, mimari ve şehirleşme anlayışı korunsaydı, şehirler ve evler dağ yamaçlarında sağlam zeminler üzerinde, güneye ve batıya bakacak şekilde planlansaydı, ülke olarak şimdiye kadar yaşadığımız deprem, sel, heyelan gibi tabiat olaylarında onbinlerce canmızı ve haddi hesabı olmayan maddi manevi kayıpları yaşar mıydık?

Ya rant uğruna tabiatı yağmalamak ve yoğun betonlaşmayla şehirleri yaşanmaz yerlere dönüştürmek yerine, insanların psikolojik, sosyal ihtiyaçlarını esas alarak az katlı, taş, toprak, ahşap ve başka hafif malzemeler kullanarak yüksekliği ağaçların boyunu geçmeyen evler, yuvalar, binalar yapmayı düşünebilsek ne olurdu?

Şehirlerimizi, imar meselelerini tüm toplum kesimleri olarak ve işin uzmanlarını dikkate alarak hep birlikte konuşuyor olsaydık, "nasıl bir şehirde yaşamak istiyoruz?" sorusunu 7'den 70'e birbirimize sorarak hayallerimizi, imkanlarımızı paylaşıyor olsaydık... Neler yapardık, neler yapmazdık?

3-sehir-ve-mimari-calisma-grubu-65f5b94f91e1e.jpg

Türkiye fay hattı üzerinde bulunan bir ülke. Ülkemizin yapı stoku hem yaşlı hem de yetersiz durumda. Her büyük depremden sonra kentsel dönüşümün önemi ve aciliyeti görüldü. Depreme dayanıklı yapılar inşa etmenin ve uygun olan binaları güçlendirmenin önemi hep konuşuldu. Bu bilinçle depreme dayanıklı binalar inşa edebilmek ve güvenli bir yaşam ortamı oluşturmak, sağlıklı ve yaşanabilir şehirler kurmak bugün de gündemimizde.

Ülkemiz ve Biz ülkemizin şehir ve mimari meselelerine insan ihtiyaçlarını, tabiat ile uyumu, estetik ve ergonomiyi odağına alarak bakıyor. Bu doğrultuda şehir ve bölge planlama uzmanlarının, mimarların, yerel yöneticilerin, psikologların, sosyologların, hekimlerin, veterinerlerin, inşaat, ziraat, çevre, orman, yerbilim mühendislerinin yanı sıra bu konulara ilgi duyan gönüllülerin katılımıyla Şehir ve Mimari Çalışma Grubu'nu kuruyoruz.

Şehir ve Mimari Çalışma Grubu şehre ve ortak yaşam alanlarına dair konularda fikirler, öneriler geliştirmeyi ve çalışmaları sürerken ortaya çıkacak faydalı ve uygulanabilir fikirleri kampanyalara dönüştürerek halkımızla paylaşmayı hedefliyor.

4-sehir-ve-mimari-calisma-grubu-65f5b96c78ce5.jpg

Amaçlarımız:

- Daha sıkı komşuluk ilişkileri
- Daha güvenli yapılar
- Daha kullanışlı yapılar
- Daha estetik yapılar
- Yapılara duygu ve ruh katmak
- Daha yeşil şehirler
- Daha planlı şehirler
- Çocuk, yaşlı, engelli dostu şehirler
- Birlikte yaşamı, sosyalleşmeyi destekleyen şehirler
- Afet ve krizlere bağışık şehirler
- Güvenli şehirler
- Sakin şehirler
- Hayat dolu şehirler
- Çiçeklenmiş şehirler
- Herkes için refahı artırılmış şehirler

Evlerimizi, sokaklarımızı, caddelerimizi, mahallelerimizi, semtlerimizi, ilçe ve illerimizi rahat, işlevli, kolaylıklar sunan, hayatı güzelleştiren yaşam alanlarını dönüştürmek için siz de Şehir ve Mimari Çalışma Grubu'na katkıda bulunabilirsiniz.

5-sehir-ve-mimari-calisma-grubu-65f5ba6ecdab8.jpg